Beylerbeyi Sarayı

Beylerbeyi Sarayı’ nın bulunduğu yer olarak bir yerleşim alanı olarak kullanılması Bizans dönemine kadar uzanmaktadır. Bu bölge II. Konstantinos’un diktirdiği büyük haçtan dolayı “İstavroz Bahçeleri” olarak isimlendirilmiştir. Bu bölgede Osmanlı Dönemi’ne ait ilk yapı II. Selim’in kızının adı olan Gevher Sultan Sarayıdır. Sultan IV. Murat bu sarayda gözlerini dünyaya açmıştır. Takibinde 17. Yüzyılda I. Ahmet tarafından Şevkabad Kasrı yaptırılmış, III. Ahmet döneminde ise Ferahabad Yalısı, I. Mahmut annesi için Ferahfeza Kasrı yaptırmışlardır. III. Mustafa döneminde buradaki araziler üzerindeki yapılar yıktırılarak halka satılmıştır. Daha sonra II. Mahmud bu arsaları geri alarak 1829 tarihinde Mimar Sarkis Balyan ve kardeşi Agop Balyan’ a ahşaptan bir saray yaptırmıştır. 1851 yılında çıkan bir yangın sonrasında bu sarayın bir bölümü yanmıştır.

Sultan Abdülaziz’in emri ile bu yanan sarayın yerine bugünkü Beylerbeyi Sarayı yaptırılmıştır. Beylerbeyi Sarayı içerisinde geniş bir bahçe, yazlık saray, mermer köşk, sarı köşk, ve iki küçük deniz köşkü yer almaktadır. Asıl Saray olarak da anılan Yazlık Saray Barok ve doğu ve batı üslubunun harmanlaması ile oluşan bir mimariye sahiptir. Kâgir yapı olan yazlık saray bir bodrum üzerine 2 katlı olarak inşa edilmiştir. Sarayda, kuzey bölümünde Harem, güney bölümünde Mabeyn-i Hümayun dairelerinden oluşmaktadır. 3 girişi olan saray 6 büyük salona, 24 odaya, 1 hamama, 1 banyoya sahiptir. İstanbul ilinin Anadolu Yakası’ndaki Üsküdar ilçesinde yer alan Beylerbeyi Mahallesi’nde yer alan Beylerbeyi Sarayı 2500 metrekarelik bir alanda 65 metre uzunluğunda boğaza paralel olarak inşa edilmiştir. İstanbul ili içerisinde en çok ziyaret edilen saraylar arasındadır.