Kızkulesi - Sepetteki zehirli yılan efsanesi

Bizans imparatorunun bir kızı olur, bu habere çok sevinen imparator kızının doğum gününü ülkesinde bayram ilan eder. Her yıl kızının doğum günü, bayram olarak görkemli törenlerle kutlanır. Bu durumdan mutluluk duyan imparator, çok sevdiği kızının tahta hazırlanmasını, ülkesinin bilginlerinin onu eğitmesini ister. Fakat bilginlerin en yaşlısı olan kahin, imparatora, kızının zehirli bir yılan tarafından onsekiz yaşına basmadan sokularak öleceğini bildirir. Bunun üzerine imparator, denizin ortasında bulunan küçücük adaya bir kule yaptırır ve kızını buraya yerleştirir.
Her gün kızını görmeye giden imparator, onu koruduğundan çok emindir ve
böylece yıllar geçer. İmparatorun kızı onsekiz yaşına basmak üzeredir ve bir kaç rivayete göre mutlak son farklı gelişmiştir, bunlardan biri; imparator kızına çok sevdiği üzümlerden bir sepet gönderilmesini ister ve üzüm sepetinden çıkan yılan prensesin narin tenine süzülerek zehrini akıtır. Bir diğer rivayete göre ise; güzel prensese bir subay aşık olur ve prensesi ziyarete kuleye gider. Yanında da prenses için götürdüğü meyve sepeti vardır, sepetten çıkan zehirli bir yılan prensesin ölümüne neden olmuştur.
İmparator kızının ölümüne çok üzülür, kaderden kaçılamayacağını anlar. Çok sevdiği kızı toprağa gömülür ise yılanların onu rahat bırakmayacağını, onlara yem olacağını düşünerek, prensesin cansız narin bedenini mumyalatıp, uzunlamasına üçgen biçimli sarı pirinçten yaptırdığı bir tabuta koydurur. İmparator kızının cansız bedenini saran tabutun Ayasofya’nın yüksek duvarlarından birine, giriş kapısına yerleştirilmesini emreder ve böylece kızının ölüsünün yılanlardan korunacağını düşünür.
Bu tabut hala Ayasofya’da bulunmaktadır ve tabutun üzerinde iki delik vardır. O dönemden bu güne gelen rivayetlere göre; yılan, prensesi, ölümünden sonra da rahat bırakmamıştır ve o delikler yılanın bıraktığı izlerdir. Ayrıca Prenses Sofya’nın tabutunun üzerinde “Bu tabuta sakın dokunmayın” yazmaktadır, efsaneye göre dokunulduğunda büyük bir gürültüyle Ayasofya sallanmaya başlayacaktır.