Tlos Antik Kenti Hikayesi
Tlos Antik Kenti hikayesi, Likya uygarlığının hikayesi ile iç içedir. Likyalılar, Batı Anadolu’nun yerli halkı olan Luviler ile akraba bir kavimdir ve ana tanrıça eni mahanahi’ye tapmışlardır. Tlos, Likya Birliği’nin altı büyük kentinden biri olmuş ve Likya’nın en büyük ve en zengin kenti olarak bilinmektedir. Tlos Antik Kenti, pek çok medeniyetin egemenliği altına girmiş ve farklı kültüre şahitlik etmiştir.
Tlos Antik Kenti hikayesinde, mitolojik kahramanlar da önemli bir rol oynamaktadır. Tlos’ta bulunan en ünlü kaya mezarı, Likya mitolojisindeki kanatlı at Pegasus’un sahibi olan kahraman Bellerophon’un mezarıdır. Bellerophon, Zeus’un oğlu olup, Chimera adlı yaratığı öldürmüştür. Bellerophon, Pegasus ile birlikte Olimpos Dağı’na çıkmak istemiş ancak Zeus tarafından düşürülmüştür. Bellerophon’un düştüğü yer ise, Tlos Antik Kenti’dir. Bu nedenle, Tlos Antik Kenti, Bellerophon’un şehri olarak da bilinmektedir. Tlos Antik Kenti’nin hikayesi, tarihin ve mitolojinin birleştiği bir yerdir. Bu kentte hem tarihi hem de doğal güzellikleri bir arada görmek mümkündür.